Web sitemizde yer alan haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.
YILDIRIM-KARA: İDARE ŞEFFAF VE AÇIKLAYICI OLMALIDIR
Devlet kurumlarının, rezerv alan uygulamasına ilişkin daha net ve açık ifadeler kullanması gerektiğini vurgulayan Yıldırım-Kara, “6306 Sayılı Kanun’da yapılan düzenleme, rezerv alan konusunda bir tartışmanın başlamasına neden olmuş; bu tartışmalar, özellikle, Antakya’da, Defne’de ve Samandağ’daki rezerv alan ilanlarıyla gün yüzüne çıkmış idi. Burada yurttaşlarımızın haklı kaygılarının olduğunu inkâr edemeyiz. Çünkü idarenin yapması gereken en temel uygulama; 6 Şubat depreminden sonra yıkılan, yok olan yerleşim bölgelerinin yeniden inşası için hiçbir kaygı duymaya sebep olmayacak şekilde, bir plan hazırladığını kamuoyuna açıkça deklare etmesidir. Zor zamanlardan geçen bölge insanımızın en temel hakkı, mülkiyet hakkıdır; bu hakkı tehlikeye düşürecek herhangi bir ihtimal malum olduğu üzere halkımızda farklı duygu ve düşüncelere sebebiyet verecektir. Bizim bu noktada beklentimiz; devletin yurttaşlarımızın hiçbirinin anahtarına dokunmayacağıyla alakalı bir teminatı veriyor olmasıdır. Yani devletin garantör bir aktör olduğunun bilinmesidir. Bunu da açıkça ifade edecek, endişeleri giderecek olan devletin kurumlarıdır. Mülkiyetlerin el değiştirmeyeceğine dair açıklık getirilmeli, yurttaşlarla temas kurularak anlatılmalıdır.” dedi.
KARA: ENDİŞELER GİDERİLMELİ
Endişelerin doğru açıklamalarla giderilebileceğini ifade eden Hatay Milletvekili, “Taşınmaz mülkiyetlerinin hazineye geçirilmesi ihtimaline dair hususlar gibi kamuoyuna yansıyan konuların pratikte hali hazırda gerçekliğinin vuku bulmadığı bilinmektedir. Ancak bu uygulamaların gelecek günlerde karşımıza çıkacak olması izaha muhtaç niteliktedir. Yıkımın boyutunun büyüklüğü, mülkiyete dokunulmaksızın yurttaşların rızası alınarak, kamunun hızlı karar alma mekanizması ve uygulama pratiğinin kullanılarak sürecin yürütülmesini zorunlu kılmaktadır. Sosyal devlet ilkesi gereği bilinmelidir ki; konutlar inşa edilirken, şeffaf olunması da gerekmektedir. Hayatın olağan akışında, somut gelişmelerin daha kolay görünürlüğü olduğu hesaba katılırsa, konutların sağlıklı ve hızlı bir şekilde ortaya çıkartılması, yurttaşlarımızın endişelerinin tamamen giderilmesini sağlayacaktır.” dedi.